Sivil Toplum Örgütleri
03 Ocak 2012
Geçtiğimiz günlerde Kanal9’da Sayın Muzaffer Tunç’un sunup, yönettiği “Dünyanın Sesi” canlı yayınlanan programında Sivil Toplum Örgütlerinin Durumu’nun incelendiği açık oturuma Sayın Orhan Özpehlivan ile birlikte katıldık. Bu yazında programda öne çıkan konuları sizlerle paylaşacağım.
Sivil Toplum Örgütleri; toplum arasında sosyal yardımlaşmayı sağlayan, birey/toplum ile devlet arasında köprü görevi gören ve bireylerin/toplumların taleplerini doğrultusunda çözümler üreten kuruluşlardır.
Toplumsal sorunların çözümü için çalışmak, çözüm konusunda devletle işbirliği yapmak, devlet yönetiminin etkili, verimli, sorumlu, şeffaf bir hal alması için çalışmak, tüm bireylerin yönetime aktif katılımını ile demokratik ve şeffaf yönetim anlayışı altında toplamayı sağlamak, devlet-birey ilişkilerinde hak ve sorumlulukların adaletli dağıtımını sağlamaya çalışmak gibi temel işlevleri vardır.
Sivil Toplum Örgütlerinin gelişmesi için üyeler arasında Güven, Dürüstlük, Tutarlılık, Açıklık, Saydamlık, Hizmet Anlayışı, Yardımseverlik gibi etik değerlerin de tesis edilmesi gerekmektedir.
Ülkemizde bugüne kadar Dini Temelli Dernekler, Spor, Yardımlaşma, Kalkınma, Mesleki Dayanışma, Toplumsal Hayat, Dostluk, Kültür, sağlık, İmar, Çevre, sosyal, Sivil Havacılık, Gençlik, Hayır İşler, Öğrenci, Uluslararası etkinlikler v.b. olmak üzere 2011 sonu itibarı ile 228.709 dernek kurulmuş, bunlardan 139.053 faaliyetlerine son vermiş ve sonuç olarak hali hazırda 89.656 Dernek (Tüzel kimliği olup, faaliyetleri olmayan derneklerde dahil) faaliyet içinde bulunmaktadır.
Almanya’da 2 Milyonun üzerinde Sivil Toplum Örgütü bulunmakta ve nüfusuna oranlandığında yaklaşık 40 kişiye bir dernek düşerken, ülkemizde ise 822 kişiye bir dernek düşmektedir.
İsveç’te nüfusun yaklaşık 4 katı sayıda dernek üyeliği bulunmakta ve 18 yaş üstü dikkate alındığında 1 kişinin 6-7 dernek üyeliği bulunmaktadır.
Ülkemizde 73.722.998 nüfusumuza karşılık 6.782.397 erkek ve 1.366.386 kadın olmak üzere toplam 8.148.783 üye bulunmaktadır. Buna göre ülkemizde 9 kişiye bir dernek üyeliği düşmektedir.
Ülkemizde Sivil Toplum Örgütlerinin gelişmesinin ve yaşatılmasının önündeki en büyük engel maddi (Dernek merkezin kirası, çalışanların maaşları, vergiler, elektrik, su, telefon v.s. sabit giderler) imkansızlıklardan kaynaklanmaktadır. Toplantılarda etkinliklerden daha çok yapılacak bu sabit gider ödemeleri konuşulmaktadır.
Yurt dışında, Sivil Toplum Örgütleri toplantılarını Belediyelerin mülkü olan toplantı salonlarda yapılmakta (bu salonlar belirlenen saatler için derneklerin toplantıları için hazırlanmakta ve herhangi bir ücret alınmamakta veya toplantılar Cafe’lerde yapılmaktadır. Maddi imkanlarını daha çok yapacakları etkinliklerde kullanmaktadırlar.
Malatyalı hemşerilerimizin başta İstanbul olmak üzere birçok ilimizde ve Avrupa’da kurmuş oldukları Malatya dernekleri, ilçe dernekleri, köy dernekleri, İş Adamları Derneği, Kamu Çalışanları Derneği, Üniversite Öğrencileri Derneği, Eğitim Vakıfları, MASTÖB ve MADEF’le sosyal dayanışma içinde Hastasında, Cenazesinde, Mevlüdünde ve Şenliklerinde bir araya gelerek dayanışmaları en güzel biçimde yapmaktadırlar. Buna karşılık aynı ahenkli çalışmayı birey/toplum ile devlet arasında göstermekte ciddi sorunlar yaşanmakta olduğu da bir gerçektir. Sivil Toplum Örgütlerimizin daha verimli çalışabilmesi için, Yönetim Kurullarında görev yapan yöneticilerin yanı sıra üyelerin de yapılacak çalışmalarda etkin katılımının sağlanması büyük önem taşımaktadır. Burada gönüllülük esas olup her üyenin kendi imkanları göz önüne alınmalıdır. Maddi imkanı olan maddi imkanını, zamanı olan zamanını, bilgisi olan bilgisi, çevresi olan çevresini bu çalışmalarda kullanmalıdır.
Başkan ve Yöneticiler acımasızca eleştirilmemelidir. Sonrasında bu tür sorunlarla ilgilenecek diğer bir ifade ile taşın altına eline koyacak kanaat önderlerini bulamamakla karşı karşıya kalınmaktadır.
Bilgin AKBAL / Elektrik Yük. Müh.