Menü Kapat

Çağdaş toplumun öğretmeni

Çağdaş Toplumun Öğretmeni

 

          Yeryüzünde öğretmenlikten daha şerefli bir meslek tanımıyorum. (Diyojen)

Dünyada her şeye değer biçilebilir, ama öğretmenin eserine değer biçilemez. Çünkü onun eseri her şeydir. (Socrates)

En önemli ve feyizli görevlerimiz, milli eğitim işleridir. Milli eğitim işlerinde mutlaka muzaffer olmak lazımdır. Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak bu suretle olur. (Atatürk)
 
Bir milleti hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum olarak yaşatan da, köleliğe, yoksulluğa düşüren de eğitimdir.(Atatürk)
 

Ülkemizi gerçek hedefe, gerçek mutluluğa kavuşturmak için iki orduya ihtiyaç vardır: Biri vatanımızı koruyan asker ordusu, diğeri ulusumuzun geleceğini yoğuran irfan (bilim, kültür, eğitim) ordusudur. (Atatürk)

 

Öğretmen nasılsa sınıf da öyledir. (Alman Atasözü)
 
Dünyanın her yerinde öğretmenler toplumun en özverili ve en saygıdeğer öğeleridir. (Atatürk)
 
Ordularımızın kazandığı zafer, sizin eğitim ordularınızın kazandığı için yol açtı. Gerçek zaferi siz, öğretmenler kazanacaksınız. Bunu başaracağınızdan kuşkum yoktur. Sarsılmaz bir inançla ben ve arkadaşlarım sizi gözeteceğiz… Sizin karşılaştığınız tüm engelleri kıracağız. (Atatürk)
 
Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın (kültürün) müspet fikirlerini veriniz. İstikbalin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. Hür fikirler tatbik (uygulama) mevkiine konduğu vakit Türk milleti yükselecektir. (Atatürk) 
 
 

Öğretmenlik Mesleği

 
        Toplumların çağdaşlaşma yolunda ufkunu açacak olan sistemin vazgeçilmez unsuru öğretmenlerdir. Bu büyük sorumluluğu taşıyan öğretmenlerin alanında gerekli bilgi donanımına ve genel kültüre sahip nitelikli kişiler olması beklenmektedir Bu doğrultuda, toplumsal değişimin güvencesini eğitim, eğitimin dayanağını ise öğretmen oluşturmaktadır. (Ozpınar,Sarpkaya 2010).
 
       Eğitimin en önemli unsuru olan öğretmenlerin işlerinden memnuniyetleri ya da memnuniyetsizlikleri verilen eğitimin niteliğini olumlu ya da olumsuz etkileme gücüne sahiptir. Öğretmenlerin yaptıkları meslekle ilgili algısı, eğitimi doğrudan etkileyeceği için memnuniyet durumlarının ortaya çıkartılarak bu konuda güçlü ve zayıf yönlerin analizi yapılmalıdır. Böylece eğitim sisteminin en önemli parçası olan öğretmenlerin verecekleri hizmetin niteliğinin arttırılması için bir tartışmaya imkân doğacak ve ülkenin geleceği açısından bir adım atılmış olacaktır.
 

Öğretmen Öğrenmeye Rehberlik Eder

 
       Öğretmenlik mesleği, devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir.
 
      Öğretmenlik, devletin eğitim ve öğretim etkinliklerini yürüten ve eğitim ve öğretim kurumlarının yönetim görevlerini üstlenen özel bir uzmanlık mesleğidir. Öğretmenlik bıkmadan, usanmadan büyük bir özveri içerisinde sabırla yapılması gereken bir meslektir. Öğretmenlerin temel görevi ulusal ve evrensel değerleri benimseyen ve sorunlara çözüm üreten, millî eğitimin ve alanı ile ilgili ders programlarının amaçlarını davranışa dönüştüren, öğrenmeyi öğrenen bireyleri, her bireyin gereksinimlerini de dikkate alarak yetiştirmektir. Öğretmenler, öğrenmeye rehberlik eder (METK, mad. 43; Aydın, 2007; MEB, 2007).
 
     Öğretmenler görevlerini Türk Milli Eğitiminin amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak yerine getirmekle yükümlüdürler.
 
    Ülkelerin gelişmişlik düzeyleri ile eğitime verdikleri önem arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Bir ülkenin kalkınıp gelişebilmesi için gerekli olan faktörlerin başında eğitim gelmektedir. Yaşanan hızlı değişim ve gelişmeler; insan yaşamını çeşitli açılardan etkilemekte ve sosyal kurumların yapı ve fonksiyonlarını değişime zorlamaktadır. Bu değişimlere ayak uydurma çabası yenilikleri takip etme olanağı sağlayan ve gelişmelere açık bir eğitim sisteminin oluşturulmasını kaçınılmaz kılmaktadır.
 
     Öğretmen, tüm toplumlarda insan yetiştirme işlevini üstlenen eğitim sisteminin vazgeçilmez üyesidir. Öğretmenler, eğitim süreci içinde yeni kuşakların yetiştirilmesinde etkin bir rol alırlar (Değirmencioğlu,2000; Gürsoy, 2003; Övet, 2006). Eğitimin niteliğinin yükseltilmesinde, insanların ve toplumun geliştirilmesinde “öğretmen” in rolü çok büyük ve önemlidir. Gelişen ve değişen toplum öğretmenin geleneksel rolündeki değişmeleri de beraberinde getirmekte, öğretmenin sorumlulukları giderek artmakta daha da önemlisi, öğretmenler, eğitim fırsat ve imkânlarının yaygınlaştırılması konusundaki girişimlerin “baş mimarı” olarak görülmektedir.

Öğretmen Topluma Modeldir

 
    Halkla ilişkilerin en genel amacı örgüt ve çevresi arasında uyumu gerçekleştirerek, örgüt için güven ve destek elde etmek, halkın örgütten beklentilerini gerçekleştirmektir. Öğretmen, okulun içinde bulunduğu toplumu sürekli olarak tanıyıp, değerlendirme çabası içerisindedir. Toplumun da aynı biçimde okula ilişkin değerlendirmesinin olduğu bir gerçektir. Toplum üyelerinin okulu değerlendirmesinin, daha çok duygu yüklü ve gerçeklerden uzak olması büyük olasılıkladır. Bazı öğrenci velileri tümüyle olumsuz değerlendirme eğilimindeyken, bazıları da tümüyle olumlu görüş ve tutumlar geliştirmiştir. Öğretmen bu tür bütüncü ve uçtaki tutumların, yetersizliğin ve okula yönelik ilgisizliğin ürünü olabileceğini dikkate almalıdır (Rivlin, 1961; Çelikten & Şanal & Yeni, 2005; İşler, 2007; Uğurlu, 2008).
    Ana-babalar öğretmenlerden ders vermenin ötesinde çocuklarını anlama, onlara özel ilgi göstermelerini beklerler. Özellikle onlar için iyi bir model olmalarını isterler. Öğretmenlerin okuldaki başarısı kadar, ana-babalarla olan ilişkileri, toplumun okula yönelik tutumlarının oluşmasında belirleyici rol oynayacaktır (Richey, 1979; Can, 2004). Bazı ana babalar okul ile olan ilişkilerini en aza indirmişlerdir. Eğer ana-babalar çocuklarının öğretmenlerce yeterli eğitildiklerine, öğretmenin sıkı bir çalışma içinde olduğuna inanırlarsa okula yönelik güvenlerini geliştirebilirler.
 

Öğretmenlerin Mesleki Memnuniyeti

 
    Birey mesleğini seçtikten sonra sorunlar bitmez. Bu kez de mesleğinden beklentileri başlar. Yeteneğine, başarısına, yaşına, iş yeri ortamına, işin güçlüğüne, çalışma süresine, aldığı ücrete, yüklendiği sorumluluğa vb. etkenlere bağlı olarak yaptığı işten beklentilerinin karşılanmasını ister. İşinden dolayı bir memnuniyet duymak, doyum sağlamak ister. İş doyumu, bir iş görenin işini ya da iş yaşamını değerlendirmesi sonucunda duyduğu haz ya da ulaştığı olumlu durumdur. İş görenin duyduğu hazzın ya da ulaştığı olumlu duygusal durumun derecesi işten doyumunun derecesidir. İşinden memnun bireyler daha az stres yaşamakta, ekip çalışmasına daha çok uyum göstermekte ve üretkenliklerini daha çok artırmaktadır. İş doyumsuzluğu ise iş yaşamının değerlendirilmesi sonucunda ortaya çıkan hoş olmayan duygusal durumdur (Locke, 1968; Başaran, 1996; Spector, 1997; Sevimli & İşcan, 2005; Karaköse & Kocabaş, 2006; Soyer & Can, 2007; Bozkurt & Bozkurt, 2008).
 
   Öğretmenlerin mesleki memnuniyeti yaptığı işin niteliğini doğrudan etkilemektedir. Mesleki açıdan mesleğini yapmaktan memnun bir öğretmen gerek eğitim-öğretimin hedeflerini gerçekleştirmede gerekse öğrencilerine yaklaşımında daha etkili olacaktır. Mesleki açıdan mesleğini yapmaktan memnun olmayan bir öğretmen eğitim-öğretimin hedeflerini gerçekleştirmede kayıtsız ve öğrencilerine yaklaşımında da etkisizdir. Mesleğinden memnun öğretmen göreve kendini adama açısından olumludur. Mesleki memnuniyetsizlik içinde bulunan öğretmen göreve kendini adama açısından da sıkıntılıdır. Öğretmenlerin işindeki memnuniyetsizliği sadece kendilerini değil, okullarını da etkiler.
 
    Öğretmenin meslek yaşamındaki doyum ya da doyumsuzluğu, okulun yapısını ve işleyişini değiştirir. Görev yaptığı okulda hayal kırıklığı yaşayan öğretmenler, işine ve görev yaptığı okula karşı çeşitli olumsuz tepkiler geliştirebilir. Öğretmenlerin mesleki doyumu ve doyumsuzluğu ile performansları arasında da kuvvetli bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Öğretmenin mesleki memnuniyetini etkileyen birçok faktör bulunmaktadır: Öğretmenliğin stresli bir meslek olması, iş yükünün ağırlığı, eğitim araç gereçlerinin yetersizliği, okulların çoğunun sağlık koşullarına elverişsiz olması, bürokratik işlerin çokluğu, disiplin kurallarının çekilmezliği, yer değiştirmede isteğin yerine gelmemesi, teftiş sisteminin kusurlu olan eğitimi düzeltmek yerine eğitim iş göreninde olumsuz kusur araması, eğitim sisteminde pek çok cezalandırma ve yasaklama kuralları bulunurken yok denecek kadar ödüllendirme ve özendirme kurallarının olması, dinlenme, toplumsal etkinlikler ve benzeri olanakların olmaması vb(Başaran, 1996; Akçamete & Kaner &Sucuoğlu, 2001; Işıkhan, 2004; Argon & Ateş, 2007; Sönmezer & Eryaman, 2008; Taşdan & Tiryaki, 2008; Yılmaz, 2009;Koç & Yazıcıoğlu & Hatipoğlu, 2009)
 

Eğitim ve Değişim

 
    Günümüzde her alanda yaşanmakta olan değişim eğitim kurumlarını da etkilemektedir. Eğitim kurumları bu değişime ayak uydurma ve kendini sürekli yenileme durumundadır. Bu süreçte öğretmenlerin oynayacakları rol büyük önem taşımaktadır. Çünkü bir okulun kalitesi öğretmenlerinin sunacağı eğitim hizmetinin kalitesine bağlıdır. (Seferoğlu, 2005).
 
    Bilim ve teknolojideki hızlı gelişmeler toplumun sosyal, kültürel ve ekonomik alanlarında değişimleri gündeme getirmekte; mal ve hizmet üreten tüm kişileri sürekli öğrenmeye ve kendilerini yenilemeye zorlamaktadır (Ersoy, 1996). Bu durum, tüm alanlarda ve mesleklerde olduğu gibi, eğitim alanında ve öğretmenlik mesleğinde de değişim ve gelişmelere neden olmakta; öğretmenlik rolünün yeniden yapılandırılması zorunluluğunu yaratmaktadır (Ayan, 1999).
 
    Öğretmenin rolündeki değişme zorunluluğu ilk önce öğrencisinin, onun yegâne bilgi kaynağı olmadığının farkına varmasıyla ortaya çıkmaktadır. Bunun için öğretmen farklı kaynakları kullanarak sürekli kendini geliştirmek durumundadır.
 
    Çağdaş toplumun öğretmeni; sorun çözebilen, teknolojiyi kullanabilen, öğrenci ve velisi ile olumlu ilişki kurabilen, sınıfın ve okulun tüm imkânlarını kullanarak aktif öğrenme ortamına dönüştürebilen, en önemlisi de sürekli öğrenmeyi bir ilke olarak benimseyen ve bu çerçevedeki tüm rolleri üstlenerek, toplumun çok yönlü gelişmesine katkıda bulunabilen bir profesyonel olmak durumundadır (Oktay, 1998). Bu bağlamda öğretmenlerin devamlı kendilerini yenilemeleri, yetiştirmeleri ve profesyonel bir öğretmen kimliği kazanmaları gerekir (Azar ve Karaali, 2004).
 
 
 09/07/2012
MEHMET NURİ KAYNAR

 
 
 
 
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir