AB’nin Korkusu İslam
BESAM-Bilgi, Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Merkezi 2012-2013 faaliyet dönemi açılışında Avrupa Birliği konuşuldu.
23 Kasım 2012 Cuma günü Bahçelievler Belediyesi Yenibosna Kültür Merkezi Konferans salonunda düzenlenen dönem açılışı panelinde BESAM’ın “Yaren Sohbetleri” adıyla başlayan ve bugüne kadar yürütülen etkinlikleri içeren görsel bir sunum yapıldı.
Açılış konuşmasını yapan BESAM Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Nuri Kaynar, 2010 yılında kurulan yeni bir sivil toplum kuruluşu olmasına rağmen BESAM’ın yaptığı faaliyetleri, kamu yararı güden projeleri ile kamuoyunun dikkatini çekmeyi başardığını söyledi. Kuruluşundan bugüne kadar yapılan çalışmaların kısa bir değerlendirmesini yapan KAYNAR, yeni faaliyet döneminde de geçen yıldan devam eden etkinliklerin yanı sıra yeni bir etkinliği daha gündemlerine aldıklarını, kamuoyu nezdinde değer kazanmış ülkemiz ve milletimiz için hizmet etmiş aydın kişilere; sağlığında “vefa ziyaretleri” yapılacağını, vefat edenlerin ise ailelerinin ziyaret edileceğini anlattı. Bu etkinlikle amaçlarının “değerlerimizin yaşarken kıymetini bilmek ve onların birikimlerini, bilgi ve görgülerini gelecek kuşaklara aktarmak” olduğunu söyledi.
Düzenlenen panelde ise Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş “Avrupa Birliği ve İslam”, Avrupa Birliği Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Alaattin Büyükkaya ise “Avrupa Birliği Sürecimiz” başlıklı birer konuşma yaptı.
BESAM Üyesi Elektrik Yüksek mühendisi Bilgin Akbal’ın moderatörlüğünü yaptığı panelin ilk konuşmacısı Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, konuşmasına her zaman olduğu gibi hayat dersi ile başladı.
Vefa ziyaretlerinin takdir edilecek önemli bir faaliyet olacağına dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, “Üç şeyi unutmayınız, iki şeyi ise unutunuz! Allah’ı, Ölümü- Ahireti ve yapılan iyiliği unutmayın. Yaptığınız iyiliği ve size yapılan kötülüğü ise unutun. Kötülüğü unutmak en zorudur ve işte o -Tasavvuf- tur” dedi.
Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, Türkiye’nin AB’ye alınmamasının asıl sebebinin İslam, nüfus ve ekonomi olduğunu belirtti. Avrupa ve batının yol açtığı, İslam ülkelerine karşı savaşların halen devam ettiğine dikkat çeken Prof. Dr. Yalçıntaş, “Filistin Harbi, Kıbrıs Savaşı, Süveyş Harbi, Lübnan’a askeri müdahale, Irak’ı istila savaşları, Saddam’ın idamı, Afganistan harpleri, Libya’daki silahlı müdahale, hava bombardımanları, Kaddafi’nin katledilmesi ve halen Suriye’de devam eden kanlı savaş. Bunların hepsi İslam ülkelerinde cereyan etti ve ediyor” diye konuştu.
Yalçıntaş, AB’nin Türkiye’nin tam üyelik müzakerelerini dondurmasının İslam karşıtlığının somut bir sonucu olduğunu ifade ederek, son dönemde belirgin olarak dini, sosyal, insan haklan alanında İslam’a ve Müslümanlara karşı ”İslamofobya” adıyla düşmanlığın arttığına dikkat çekti.
Yalçıntaş, ”Türkiye’nin AB’ye alınmamasının asıl sebebi İslam, ayrıca nüfus ve ekonomi. Onlar kendi dinlerinden koptular. Kiliseler boşaldı, camiler doluyor, sayıları artıyor. Nüfusları azalıyor. Müslümanlar artıyor, yüzde 10 lara yükseldi. Avrupa’da sosyal, ekonomik krizler yapısal hale geldi, işsizlik arttı. İslam ülkelerinin zenginliklerini elde tutmak istiyorlar. Petrol gibi. Toprak elde etmek ve siyasi nüfuzlarını sürdürmek istiyorlar” diye konuştu.
Avrupa’da yerleşip orada yaşayan Müslümanların bilinçlendirilmesi gerektiğini kaydeden Yalçıntaş, “Avrupa’da yaşayan Müslümanların öz kimliklerini korumalarına etkin bir şekilde yardımcı olunmalıdır. Uyum sağlanmalı fakat ‘erime’ söz konusu olmamalıdır. Avrupalı Müslümanlar içinden, donanımlı, entelektüel, etkili gruplar oluşturulmalı. Müslüman gençlerin yüksek tahsil yapmaları burslarla teşvik edilmelidir” şeklinde konuştu.
Yalçıntaş, Ecevit’in 1970’lerde Türkiye’ye önerilen, o günkü adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) üyeliğini reddettiğini de ifade ederek, bunun AB yolunda en kötü karar olduğunu söyledi.
Avrupa Birliği Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Alaattin Büyükkaya ise “Avrupa Birliği Sürecimiz” başlıklı konuşmasında, “AB masasından kalkmanın konuşulduğu zaman -bizi 27 ülkenin tamamının reddetmesi halinde masayı terk ederiz- dedim. Ülkelerin temsilcileriyle yaptığım özel sohbetlerde –Niye Türkiye ile görüşmeler tamamlanmıyor- diye sordum. Türkiye’nin hiçbir eksiğinin olmadığını, bazı küçük gelişmeleri ise çok kısa sürede tamamlayabileceğini, sorunun bu olmadığını söylediler. –Neyin engel olduğunu sorunca, -Tam Üye olunca karar mekanizmasında siz olacaksınız, karar veren olacaksınız. Tek başınıza yüzde 30 olacaksınız. İki ülkeyi de yanınıza aldınız mı, KARAR mekanizmasını ele geçireceksiniz- dedi. Ben bundan neden rahatsız olduklarını sorunca sustular. O zaman anlaşıldı ki tek korkuları İSLAM” diye konuştu.
Avrupa ülkelerinde her gün saat 12.00’de kiliselerin çanlarının çaldığını, bunun anlamının Türk düşmanlığı ve Türk tehlikesini hatırlatma olduğunu da anlatan Büyükkaya, “Luka İncilinde Allah’ım bizi her türlü kötülükten ve Türkler’ den koru. Yazıyor. Allah’ın böyle bir emri olur mu?” şeklinde eleştirdi.
AB komisyonlarında bugüne kadar Türkiye’nin aleyhine hiçbir karar alınmadığına dikkat çeken Büyükkaya, lehine olacakların engellendiğine dikkat çekti.
AB’ye üyelik sürecinde gerçekleştirilen reformlarla bugünün Türkiye’sinin artık daha özgür, daha demokrat, daha istikrarlı, daha müreffeh ve daha itibarlı olduğuna dikkat çeken Bakan Yardımcısı Dr. Alaattin Büyükkaya, son on yılda Türkiye’nin çok önemli bir zihniyet dönüşümü sürecinden geçtiğini belirtti.
Avrupa Birliği Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Alaattin Büyükkaya, “değişen Dünya’da Türkiye’nin yıldızının parladığını görüyoruz” dedi.
Katılımın yoğun olduğu Panelin sonunda Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş ve Avrupa Birliği Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Alaattin Büyükkaya’ya birer plaket verildi.
Haber ve fotoğraflar: Ahmet Kaplan
RESİM 1: KATILIMCILARDAN GENEL GÖRÜNÜM
RESİM 2: (Soldan Sağa) Dr.Alaattin Büyükkaya,Prof.Dr.Nevzat Yalçıntaş,Bilgin Akbal
RESİM 3: Bahçelievler Başkan Vekili Mevlüt Uyan,Dr.Alaattin Büyükkaya ya plaket taktim ederken.
RESİM 4: Sancaktepe Kent Konseyi Başkanı İsmail Karabiber,Prof.Dr.Nevzat Yalçıntaş’a Plaket taktim ederken.