KARAKTER EĞİTİMİ
Düşüncelerinize dikkat edin, sözleriniz olur;
Sözlerinize dikkat edin, davranışlarınız olur;
Davranışlarınıza dikkat edin, alışkanlıklarınız olur;
Alışkanlıklarınıza dikkat edin, karakteriniz olur;
Karakterinize dikkat edin, kaderiniz olur.
Teknolojik gelişmenin, tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar hızlı olduğu ve kültürler arası etkileşimin had safhaya çıktığı bir çağda yaşıyoruz. Toplumun geleceği iyi yetişmiş ve karakter sahibi insanlara bağlıdır. Ülkemizde sınavlara endeksli uygulanan eğitim-öğretim sistemi, eğitim kurumları, öğrenciler ve ailelerdeki başarı algılamalarını da değiştiriyor. İlköğretimden itibaren girilen sınavlarda elde edilen dereceler, öğrencinin veya okulunun başarı göstergesi olarak kabul ediliyor. Oysa geleceği kurgulama adına ders veya sınav başarısından daha da önemli bir konu var: Karakter Eğitimi.
Karakter Eğitimi; çocuklukta oluşmaya başlayan kişilik için, karakter oluşumuna katkıda bulunacak, ailenin yanı sıra ilköğretimden başlayarak lise sona kadar sistemli olarak verilmesi, sağlıklı bir toplum oluşması açısından son derece gerekli eğitimsel bir çalışmadır. Aslında karakter eğitimi, tüm okul programlarında ders olarak uygulanması gereken bir eğitimdir. Her ne kadar Milli Eğitim Temel kanununda değerlerin öğretilmesi gerekliliği vurgulansa da, okullarımızda karakter eğitimi ile ilgili sistematik bir eğitim yapılmamaktadır. Kendi ülkemiz çerçevesinde düşünecek olursak, insanlar arasında bazı duyarlılıkların kayboluşu bile karakter eğitiminin önemi konusunda yeterli bir sebeptir.
Karakter, doğuştan kazanılmayan ve sosyal bir kavram olarak insanların çok yönlü özelliklerini tanımaya yarayan davranışlar bütünlüğüdür. İnsanın kendisine, çevresindekilere, genel olarak topluma karşı tavırlarını belirleyen karakter, toplumsal bir kavramdır. İyiyi bilme, iyiyi sevme ve iyiye ulaşma olarak bilinen karakter, düşünce, hissetme ve davranış olarak da tanımlanır.
Karakter denilince toplumda, olumlu-olumsuz davranışlar anlaşılır. Zayıf karakter, bir suç değildir ama insanı suça götürebilir. Karakter insanın kendisini tanımasıyla, kendi kimliğini fark etmesi ile başlar. Bu süreç ailede başlar, okullarda devam eder. Öğrenciler fazileti ve temel ahlaki değerleri tanıma, anlama ve akademik donanımlarla birlikte diğer gelişimlerini ailede, okullarda ve yaşadıkları çevrelerde yaşları büyüdükçe de sürdürürler.
Eğitimin en önemli fonksiyonu öğrencilere olumlu değer seçeneklerini ve fazilet alternatiflerini sunmaktır. Karakter eğitiminde öğrencilerin, bedensel, ruhsal ve zihinsel gelişimlerini tamamlamalarına yönelik yapılan rehberliklerde süreklilik esastır. Bu rehberlikte, manevi eğitimin önemi büyüktür. Manevi değerlerin sevgi ile bütünleşerek kazandırılması ile karakterler terbiye edilir Kendini tanıyan ve davranışlarını önemseyen bireylerde, oldukça güzel karakter motifleri kendiliğinden gözükür.
Gençlerin kendilerini tanımalarına yardımcı olmak, birbirlerine saygı duymalarını ve iyilik yapmalarını sağlamak, dürüstlük, adalet, özgüven, sorumluluk, cesaret vb. gibi erdemlerin öğretilmesini gerçekleştirmek ve her insanın değerli olduğunu hissettirmek bu eğitimin amacı olmalıdır. Günümüzde eğitimde öğrenciye ağırlıklı olarak ezbere dayalı bilgi yükleme paradigmasından vazgeçilerek, öğrenciye onun yetkin insan olmasının önünü açacak karakter eğitimi verilmesi, sağlıklı kişilik geliştirme paradigmalarına dayalı yeni eğitim ve öğretim yaklaşımlarını da ön plana çıkarmaktadır.
İnsanın eğitiminde, özellikle de karakter eğitiminde üç önemli süreç vardır ve bu süreçler birbiriyle bağlantılıdır; Birincisi, 0-7 yaş döneminde etkili olan, çocuğa sağlıklı bir kişilik ve karakter kazandırılması. İkincisi, 7-15 yaş döneminde daha ağırlıklı olarak ön plana çıkan; benlik, irade ve sorumluluk kazandırılması. Üçüncüsü, bu iki sürecin sonucunda çocukta oluşan, kişilik motifinin özünü oluşturan benlik hapishanesinin kırılması, kişinin özüyle diyalogunu engelleyici rol oynayan, benlik ve bencillikten arınma ve insanlığı kucaklayıcı, olumlu karakter sahibi olma süreçleridir.
Eğitimde bu üçlü sürecin birlikte ele alınması, “yetkin insan” yetiştirme çabaları açısından çok önemlidir. Bu üç süreçte de anahtar rol oynayan kritik bilgi kümesi, öğrencinin mizaç motifi ve kişilik haritasıdır. Çünkü sağlıklı bir karakter eğitimi, üzerinde çalışılacak olan insanın kişilik ve karakter motifinin bilinmesine bağlıdır. İnsanda kişiliğin gelişiminde, merkezi olarak kendini hissettiren baskın potansiyellerin bilinmesi ve ona göre karakter eğitiminin planlanması sağlıklı kişilik ve benlik gelişimi için şarttır.
Karakterli insan olmanın yolu, sadece yanlış ve kötü olan şeyler üzerine odaklanmak ve kötüden uzak durmaya çalışmak değildir. Mükemmel insan olmak için doğru ve iyi olana odaklanmak ve bunların peşinden gitmek gerekiyor. Sadece kötülüklere hayır demek, insanı ahlâklı ve karakterli yapmaz. Bunu bir örnekle açıklayacak olursak; mükemmel bir bahçe meydana getirmek, sadece bahçedeki yaban otların temizlenmesiyle mümkün olmaz. Güzel çiçeklerin dikilip yetiştirilmesine de çalışmak lâzımdır. Yabanî otları temizlemek, çiçek yetiştirmeye yardımcı bir iştir; çiçek yetiştirmek ise apayrı bir iştir. Kötülüklere engel olmanın yolu, kötülüklere hayır demekten ziyade, iyilikleri ve faziletleri hayatımızda çoğaltarak kötülüklere yer bırakmamaktır.
Her insanın iç dünyasında bir karakter bahçesi vardır. Bu bahçede yetiştirilen şeyler, insanın tutum ve davranışlarında görüntüye çıkar. Eğer bizler kendi bahçemize, mizacımıza ve kişilik yapımıza uygun güzel huyları, alışkanlıkları ekmezsek, iyi insan olmamız oldukça zordur. Mizaç özelliklerimiz, çeşitli toprak çeşitlerine benzerken, karakter özelliklerimiz de, o toprakta yetişen çiçeklere benzer. İnsanlar düşünce ve enerjilerini, çiçek ekmeye ve bunları yetiştirmeye odaklarsa, o zaman etrafta karakterli insanlar çoğalacaktır.
Nebiye Nur YAŞAR