Menü Kapat

Kişisel Ataleti Yenmek

Kişisel Ataleti Yenmek

—Hedefinize Ulaşmak İçin Sizi Durduran Nedir?-
Mehmet Nuri KAYNAR    
   
           “Aynı rüzgârın etkisiyle bir gemi doğuya giderken diğer gemi batıya gidiyor. Gideceğiniz yön rüzgârın gücüne değil yelkenlerin yönüne bağlıdır.”   Ella Wheeler Wilcox

 Kendimizi Geliştirdiğimiz Oranda Başarılı Oluruz.

          Amerika’daki Wiscansın Üniversitesi dekanlarından Dr.L. H.Adolfson, eğitimin insan hayatındaki yerini ve önemini şöyle bir misalle anlatmıştır:
   
    Eski zamanlarda üç atlı bir çölden geçiyordu. Kurumuş bir nehir yatağından geçerken, gaipten bir ses duydular, “Durunuz!”  diyordu o ses. Hemen atlarını durdurdular. Ses daha sonra atlarından inmelerini söyledi: “Yerden bir avuç taş alarak ceplerinize doldurunuz ve yolunuza devam ediniz. Yarın güneş doğduğunda hem memnun olacaksınız, hem de üzüleceksiniz.”diye de sözlerine ekledi. Atlılar denileni yapıp, yollarına devam ettiler.
 
 
    Ertesi sabah güneş yükselirken ellerini ceplerine sokan üç atlı, harika bir olayla karşılaştılar.
   Taşlar; elmas, pırlanta, inci ve değerli kıymetli cevherlere dönüşmüştü. Bu durumdan gerçekten büyük bir sevinç duyuyorlardı.
 
    Çünkü sesin emrini yerine getirip taşları ceplerine doldurmuşlar. Böylece de şimdi sahip oldukları mücevherlere kavuşmuşlardı. Bir yandan da üzülüyorlardı. Çünkü yanlarına daha fazla taş almamışlardı. İşte, eğitimin insan hayatındaki yeri ve önemi bu misaldeki gibidir.  
 
    İnsan aldığı eğitim ve kendini geliştirebildiği oranda, hayatta başarı elde edebilir. Elindeki çakıl taşlarını kıymetli taşlara dönüştürebilir. Evet, eğitim kişinin kendini tanımasına yardım eden, yaratılışını koruyan, onu geleceğe hazırlayan, sosyal uyum içinde yaşamasına zemin oluşturan çalışmalar bütünüdür. İnsanın duygu ve düşünce hayatının değişmesine yardımcı olan, hareket ve davranışlarını yönetip kontrol eden, iradesini düzenleyen özelliğiyle de ciddi ve önemli bir hadisedir. Kişisel gelişimizi önemsemeli, planlı olarak eğitimimizi ve kültürümüzü artırmak için çaba harcamalıyız.
Hiç düşündünüz mü; sizi durduran nedir?
 
    Kısa boylu ve zayıf bir genç yanında duran uzun boylu ve iri yapılı kuzenine dönerek “ben senin yerinde olsam, dünya ağır sıklet boks şampiyonu olurdum” dedi. Bunu duyan kuzeni dönerek şu cevabı verdi: “Seni dünya hafif sıklet boks şampiyonu olmaktan alıkoyan nedir?”
 
     Hepimizin, fıkradaki genç gibi, kendi şartlarımızda elimizden gelenin en iyisini yapmak yerine, “başkalarının yerinde olsaydık” neler yapacağımıza odaklandığımız zamanlar olmuştur. Bizi böyle düşünmeye yönlendiren nedir?
 
     Başarmak istediğiniz bir hedefi düşünün. Bu hedef ayda 4 kitap okumak, sigarayı bırakmak,  faaliyetlerinizi raporlamak, üniversite sınavını kazanmak, yeni bir dil öğrenmek, kariyer yapmak, satışınızı artırmak, şirketinizi büyütmek, toplumu dönüştürmek vb. olabilir. Hedefinize ulaşabilmek için neler yapmanız gerektiğini biliyorsunuz. Bu yapmanız gerekenleri niçin yapmanız gerektiğini de biliyorsunuz. İsterseniz nereden başlayabileceğinizi ve işleri nasıl yapabileceğinizi de biliyorsunuz. Yapmamakla neler kaybettiğinizi, yaparsanız neler kazanacağınızı da biliyorsunuz. O işi yapmayı istediğinizi de düşünüyorsunuz. Ama yine de yapmıyorsunuz. Bir türlü ilk adımı atamıyor, eyleme geçemiyorsunuz. Yâda eyleme geçtikten sonra yarı yolda vazgeçiyorsunuz. Hiç düşündünüz mü; sizi durduran nedir? Sizi durduran “atalet”tir.
 
    Atalet fizik biliminde “eylemsizlik hali”,  kişisel gelişim terminolojisinde “amaca yönelik eyleme geçmeme” demektir. İnsanlar neden eyleme geçemezler? Bu sorunun cevabı kişilere göre değişmektedir.
 

İnsanlar Neden Eyleme Geçemezler?

    Temel Nedenler Şunlardır:
1-Hedef yokluğu ,
2- İç disiplin (irade) zayıflığı,
3- Kısa vadeli düşünmek ya da uzağı görememek,  
4-Alınganlık ve pasif direnç duygusu içerisinde yaşamak,
5-Motivasyon yetersizliği,
6- Negatif kurum kültürü,
7-Konformist ve hedonist bir dünya görüşüne sahip olmak,
8- Başarısızlık korkusu,
9- Öğrenilmiş çaresizlik duygusu,
10- Hedefin gerektirdiği asgari yeterliliklere sahip olmamak,
11-Zaman kullanma bilincinin olmaması,
12-Objektif bir performans değerlendirme sisteminin olmaması,  
13-Yanlış yorumlanmış kadercilik anlayışı  
14- Açık değil imalı iletişim kültürüne sahip olmak,  
15- Gerçeklerle yüzleşme cesaretine sahip olmadığı için bu tür verileri görmezden gelmek vb.
 

Atalet Halinde Yaşayan Kişiler İkiye Ayrılır:

1. İç disiplini ve motivasyonu zayıf olduğu için hedeflerinin gereklerini ya da görev tanımlarında yazanları yapmak için harekete geçemeyenler.
2. Aşırı iş yükü altında boğuşmaktan önemli işlere öncelik veremeyenler. Bu kişilerin sorunu kişisel organizasyon sistemlerinin yetersiz olmasıdır.
     İlk grup tembel ve iradesiz, ikinci grup gayretli ama metotsuzdur. Ataletin sonuçlarını yaşama açısından iki grup eşit durumdadır.

İnsanlar Ataletten Neden Kurtulamıyor?

  •  Birinci neden, kişilerin atalet halinde yaşadıklarının farkında olmamalarıdır.                                         
  •  İkinci neden, kişilerin ataletin nedenini kendi içlerinde değil dışlarında arama eğilimine sahip olmasıdır.
  •  Üçüncü neden, ataleti yenmek için de, ataletten kurtulmuş olmanın gerekmesidir.

Ataletin Oluşumu İki Aşamada Gerçekleşir.

 Birinci aşama, çevredeki değişiklikleri görmemek ya da yapması gerekenleri görememek (körlük)

 İkinci aşama, yapması gerekenleri gördüğü halde hiçbir şey yapmamak, ihmal etmek, üşenmek, ertelemek ve eyleme geçmemektir.

     Kurumlar ya da toplumlar reflekslerini kullanarak harekete geçebilirler. Oysa tedricen (kademeli) oluşan değişimleri bünye tam algılayamaz. Bu durumun tipik örneği meşhur “ suyu ısınan kurbağa” deneyidir. Bir kurbağa sıcak suya direkt atılır. Yaşadığı “şok değişim” in etkisiyle kurbağa zıplayarak atıldığı kaptan çıkar. İkinci denemede kurbağamız bu defa içinde oda sıcaklığında su bulunan bir kaba konur. Kap bir ısıtıcının üzerine konur ve kurbağanın suyu ısınmaya başlar! Su ısındıkça kurbağa gevşemeye, rehavete ve atalete düşmeye başlar. Suyun sıcaklığı “yakıcı” seviyeye ulaştığında kurbağa zıplayıp kaptan dışarı çıkmaya çalışır ama artık bacak reflekslerinin “çalışmadığını” görür. Ataletin insanı etki altına alma şekli de yaklaşık olarak böyledir.
 
   İnsanların hayat karşısındaki “duruşları” da kurbanınki ile pek çok noktada benzerlik gösterir. Pek çok kişi, ya hiç eyleme geçmez ya da artık eyleme geçmenin dahi sorunu çözemeyeceği noktada bir şeyler yapmaya başlar.
 
      İnsanları Eyleme Geçme Şekillerine Göre 4 Gruba Ayırabiliriz:
1. Bilen ve yapanlar (profesyonelce başaranlar)
2. Bilen ama yapmayanlar (ataletliler)
3. Yapan ama bilmeyenler (amatörler) 
4. Yapmayan ve bilmeyenler (başarısız kişiler)
 

Kişisel Gelişim Hedeflerimiz Olsun.

Neden Kişisel Gelişim Hedefleri Konulmalı?

    Çoğumuz yaşantımızda çeşitli hedeflerle karşılaşıyoruz. Hedefler, belirlenen doğrultuda yoğun olarak çalışmamızı, başarı yolunda kendi kendimizi değerlendirebilmemizi sağlıyor. İş Yaşamında da birçok faydalar sağlayan hedef koyma işlemi, kişisel gelişimimiz için de bize birçok faydalar sağlamaktadır.

 Kişisel Hedef Koyma İşleminin Faydaları;

* Yaşamınızı kontrol altında tutarsınız.
* Önemsiz şeylerden uzak durarak önemli şeylere odaklanırsınız.
* Rutin kalıpların dışına çıkarsınız.
* Tutarlı bir kişilik olursunuz.
* Zamanı iyi kullanırsınız.
* Başarılı olursunuz.

Hedeflere Ulaşmak İçin Neler Yapılmalı?

     Başarı ani parlamalar şeklinde yapılan çalışmalarla değil belli bir amaç için sürekli ve giderek artan çalışmalarla elde edilmektedir. Bunun İçin;
*  Büyük/uzak hedefleri, kademeli küçük/kısa vadeli hedeflere bölmelisiniz.
*  Belirlediğiniz hedef için hangi zaman dilimlerinde neleri yapmayı planladığınızı yazmalısınız.
*  Her günün sonunda kendi kendinize şu soruyu sormalısınız; “Bugün hedefim için ne yaptım?”Bu soru, hedefimize giden yolda bizi motive edecek. Engelleri aşmada irademizi güçlendirecektir. Beynimizin şartlanmasını sağlayarak, enerji ve heyecan verecektir.
 
      Hedefe giden yolda yaşamı anlamlı kılan en önemli değerimiz olan sağlığımızı korumalıyız. Sağlığımız bozulursa yaptığımız tüm çalışmalar anlamsızlaşır. Tatsızlaşır. Planlamalarımız aksar. Onun için önce sağlık. Kanuni Sultan Süleyman’ın özlü İfadesiyle:
 
 “Halk içinde mûteber bir nesne yok devlet gibi
  olmaya devlet cihân da bir nefes sıhhât gibi “
 
     Hedefimize giderken yaptığımız tüm işlerden tat almak, keyifle yapmak çok önemlidir. Zoraki yapılan her iş insana eziyet verir. Hedefimize kilitlenirken en önemli kararımız, neyi, niçin istediğimizi gerçekten belirlememizdir.
       Sağlıklı, mutlu, başarılı bir hayat dilerim.
 
 
 
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir