” 2023 Hedeflerine Bakış ”
Bilgin AKBAL; Cumhuriyetimizin 100 yılında Modern Türkiye için yola çıkan ve Yeni Yönetişim anlayışını çerçevesinde Sivil Toplum Örgütü olarak YÖN alan Türkiye Kalite Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sayın A.Hamdi DOĞAN ile Kamu Sektöründe faaliyet gösteren Kurumunun müşteri memnuniyetini esas alarak hizmet kalitesini en üst noktaya taşıtarak YÖN alan İGDAŞ Genel Müdürü Sayın Bilal Aslan “2023’e 10 yıl kala Yön Almış BABAYİĞİTLERİDİR” dedi.
TÜRKİYE İÇİN 2023 HEDEFLERİ FIRSATTIR
BESAM- Bilgi, Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin 2012-2013 Faaliyet dönemi programları kapsamında planladığı BESAM AKADEMİ Seminerlerinin ilki 09.02.2013 Cumartesi günü saat.17.00 Bahçelievler Abdurrahim Karakoç Kültür Merkezinde gerçekleştirildi. Toplantının konusu “2023 Hedeflerine Bakış” başlığında idi. Konuşmacı Elektrik Yüksek Mühendisi Bilgin AKBAL’dı.
Besam Başkanı, Eğitimci-Yazar Mehmet Nuri Kaynar açılış konuşmasında “Dünya da ki gelişmelere baktığımızda güç dengelerinin değiştiği bir süreçten geçtiğini söylememiz çok iddialı bir projeksiyon olmaz. İçinde bulunduğumuz bu süreç‚ Türkiye için büyük bir fırsat. Bu noktada önemli olan‚ bu sürece uygun bir stratejinin oluşturulması ve yönetilmesidir. Avantaj olarak gördüğümüz genç nüfusumuzu eğiterek yetenekli ve donanımlı işgücüne dönüştürmemiz şart. Bununla birlikte ekonomi dünyamızın milli sanayimizi geliştirerek küresel rekabet gücü kazanacağı ortamı oluşturması gerekmektedir.” dedi.
Kurum ve işletmelerin hedefleri olmalı ve bu hedeflere ulaşmak için yol haritaları oluşturulmalıdır. Kişi ve işletmelerde bir-üç-beş-on yıllık planlar orta vadeli planlar olarak adlandırılabilir belki ama devletler için beş-on yıllık planlamaların kısa vadeli planlar ve hedefler olduğunu Türkiye gibi geçmişe ve devlet geleneğine sahip bir ülkenin değil 2023’leri, 2050’leri, 2100’leri hedeflemesi, planlaması, yol haritalarını belirlenmesi gerekliliğinin altını çizerek bunun ancak ufku olan stratejik planlama kültürüne dönüşmesi ile mümkün olabileceğini söyleyen Kaynar, Konuşmasının devamında şunları söyledi.“ Devletimizin stratejik planlama öngörüsü çok önemli bir süreci başlatmış olmasına rağmen süreç reel olarak işletilememektedir. Maalesef kurum ve kuruluşlarımız stratejik planlamayı “kurum kültürü” ne dönüştürememişlerdir. Kamu kaynaklarının etkili, verimli ve ekonomik yapılanmasını öngören ve çok hayati bir başlangıç olan bu süreç “Yasak savma” dan öte , Stratejik Planlama gerçek manada uygulama alanı bulur. Kurumlar aynı hedefe doğru kaynak israfı yapmadan yönelebilirse ülkemizin kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerine ulaşmasına imkân oluşturacaktır. Aksi takdirde yerinde patinaj yapan bir araba görüntüsünden öteye geçilemeyecektir.” şeklinde konuştu.
Ardından konuşmacı Bilgin Akbal’a sözü bıraktı. Sunuma TUSİAD’ın 2050 vizyonu konulu VTR sinin gösterimiyle başlandı.
Bilgin Akbal, Geçtiğimiz 10 yılda Türkiye 26. büyük ekonomiden 17. sıraya geldiğini, Kişi başına düşen milli gelir 3.500 Dolardan 10.500 Dolara, 2011 yılında %8,5 oranında büyüme ile Çin’den sonra en büyük büyümeyi yakalayan 2. ülke olduğumuzu Başbakanımızın; “Türkiye’nin 2023 yılına kadar dünyada ekonomik büyüklük bakımında ilk 10 ülke arasına girmesi için her türlü çalışmaların yapılmakta olduğunu” belirterek ülkemizin bir hedefinin olmasının da çok önemli olduğunu vurguladığı konuşmasına şöyle devam etti.
“Merkezi Londra’da bulunan Ekonomi ve İş Araştırmaları Merkezi (CEBR) ’in 2012 yılında yaptığı çalışma sonucu 2012 (Tablo 1) ve 2022 yılı (Tablo 2) için ülkelerin muhtemel GSYH’larına ilişkin karşılaştırmalı olarak hazırladığı Dünya Ekonomi Ligi Tablosu İncelendiğinde ; Ülkemizin Tablo-1 de 2012 yılı için 783 Milyar Dolar Gayri Safi Yurtiçi Hasıla bile 17. sırada olduğumuz.”
Tablo-1: 2012 yılı sıralaması Tablo 2: 2022 yılı sıralaması
Tablo-2’de 2022 yılında ekonomimizin %123 lük bir artış ile 1,75 Trilyon Dolar Gayri Safi Yurtiçi Hasıla ile Dünya ekonomileri içinde 16. sırada yer alacağımız hesaplanmış.
Ekonomi Bakanımız Sayın Zafer Çağlayan’ın önümüzdeki 10 yıllık süreçte yıllık %6,5 büyüme hedefi olacağını belirttiğini hatırlatarak, buna Amerikan Dolarının yıllık bazda %2 lik değer kaybını da ilave ettiğimizde Türkiye’nin yıllık bazda %8,63 GSYH artış olacağı bununda Türkiye’nin 2022 yılında 1.8 Trilyon Dolar GSYH’ya olmakta bunu Ekonomi ve İş Araştırmaları Merkezi (CEBR) hesabı 1,75 Trilyon Dolar ile karşılaştırdığımızda yapılan hesabın hemen hemen örtüştüğü görülmektedir. Heriki hesaplamayıda 2023 yılında götürdüğümüzde Sayın Bakanımızın hesabı ile 1.95 Trilyon Dolar GSYH ulaşacağımız. Ekonomi ve İş Araştırmaları Merkezi (CEBR)’in hesabı ile 1,9 Trilyon Dolara ulaşılacaktır. Bu sonuca göre bugünkü dinamiklerimizle 2023 yılında ancak ilk 16 ekonomi içinde yer almış olacağımız ön görülmektedir.
Ülke Ekonomilerinin; “büyüklüklerinin” yanı sıra “Kalkınmaları” ve “Gelişmişliklerinin” de önemli olduğunu belirterek “Ekonomi Büyümedikçe, Gelir ve Refah Artmaz, Geliri ve Refahı Artmayan Bir Ekonomide, Yaşam Standartlarının Artması, Eğitimin Kalitesinin Yükselmesi de Mümkün Olmaz.” dediği konuşmasında, Toplumun GSYH gibi maddi kaynaklarının yanı sıra; eğitim kalitesi, yaşam kalitesi, kültür düzeyi, hukukun saygınlığı gibi maddi olmayan serveti de gelişmişlik derecesi açısından önemli olduğunu, bu konuda da 2 Raporun öne çıktığını; ilki Birleşmiş Milletler Teşkilatı tarafından hazırlanan “İnsani Gelişmişlik Raporu” ile Türkiye yüksek bir GSYH’sı ile dünyada 227 ülke arasında 17’nci sırada, Orta düzeyde kişi başına gelir düzeyine sahip ülke olarak dünyada 227 ülke arasında 86’ncı sırada ve İnsani gelişmişlik endeksinde göre de 187 ülke arasında 92’nci sırada ile ortalarda yer aldığını belirtti.
Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan “Küresel Rekabet Rapor”unda da 33 kriterle ele alınarak 142 ülke için sıralama yapılmakta olduğunu, her kriter için yapılan sıralamada ilk 34 ülke içinde yer alındığında o kriter için ülkenin Gelişmiş olduğunu göstermektedir. Ayrıca yapılan ülkeler genel değerlendirmesinde Türkiye en iyiden aşağı doğru sıralandığında 70. sıra ile gelişmiş olarak ilk 34 ülke kabul edildiğinden, gelişmişliğe 36 sıra uzakta olduğumuz görülmekte olduğumuzu belirttiler.
33 kriter içinde yer alan 5 kriterle (Yerel Rekabetin Yoğunluğunda, Tekel Karşıtı Politikalar Etkinliği, Bankaların Sağlamlılığı, Altyapının Sağlamlığı, İşi Başlamak İçin Gerekli İşlem Sayısı) ile Gelişmiş olduğumuzu, 28 kriterle de Gelişmişliğimizi sağlayamadığımız, performansımızın en düşük alanlar (Kadının İş Gücüne Katılımı, Verginin Etkinliği, Fikri ve Mülki Haklar, Matematik ve Fen Eğitimin Kalitesi ve Polisin Güvenliği gelmektedir.) dedi.
2023 Hedeflerinde odaklanılması gereken konularındaki temel değişim güçlerini örnekler vererek anlatan Sayın Akbal; “Sosyal Sermayenin ve İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi, Sürdürülebilir büyüme İçin Ekonomik Koşulların Sağlanması, Toplum Yönetiminde Etkinliğin Arttırılması, Dış İlişkilerde Fırsat ve Risklerin İyi Hesaplanmış olması gerekliliğini belirterek; Sosyal ve siyasal boyutuyla küreselleşme, dünyanın çeşitli noktalarında birbirinden habersiz yaşayan insanları ve toplulukları yakınlaştırmış, Onların birbirlerinden haberdarlık düzeylerini arttırmış, bilgiye eskisine göre daha kolay ulaşım sağlanmış, Demokrasi ve yönetim anlayışına ilişkin yeni kavramlar da ele alınmakla, Yönetimler; saydamlık, bilgi paylaşımında açıklık, hesap verebilirlik gibi unsurlar açısından sorgulanmaya ve değerlendirilmeye başlanmıştır. Yurttaşlar ile kamu yönetimi arasındaki ilişkiler günümüzde yeniden şekillenerek “yönetim” anlayışında yönetenlerle yönetilenler arasındaki “karşılıklı etkileşim” anlamını oluştuğundan, Türkçede yerini “Yönetişim” olarak bulmaktadır. “Yönetişim” kavramı ile karşılıklı etkileşimlerin öne çıktığı bir ilişkiler bütününe doğru dönüşüm olmakta, böylece yönetişim (yöneten ile yönetilen birlikte); toplumların, faaliyetlerini yönetmek amacıyla kullandıkları politik, ekonomik ve yönetsel iradeyi oluşturmaktadır. Yurttaşların, grupların ve toplulukların; ortaklaşa karar alma ve uygulamada, çıkarlarını dile getirmede, yükümlülüklerini karşılamada ve çatışma noktalarının çözümünde kullandıkları mekanizmaları, süreçleri ve kurumları kapsamaktadır.” dedi.
Eskiden olduğu gibi tek tip bir anlayış ve tüm ülkelerin bu anlayış çerçevesinde bir araya getiren bir yapıdan çok Yeni Yönetişim anlayışında; Küreselleşen dünyada Devlet, Özel Sektör, Sivil toplum Örgütleri ve Bireylerin yer aldığı; Toplum yerine Bireyin, Merkez yerine Yerelin daha fazla önem kazandığı bir sisteme doğru geçiş yaşanmaktadır.
Ülkemizde Yönetişim anlayışında öne çıkan Sivil Toplum Örgütleri arasında öne çıkan Türkiye Kalite Derneği, Cumhuriyetimizin 100. yılında sürdürülebilir kalkınma yaklaşımı çerçevesinde ülkemizi çağdaş yaşam düzeyine ulaştırmak amacı ile, Türkiye’nin tüm bölgelerinde mükemmellik kültürünü içselleştirmiş, rekabetçi kurum ve kuruluşlar yaratılmasına katkıda bulunan bir kuruluş olarak güvenilir olmak, insana saygı, sürekli iyileştirme ve gönüllük değerlerini ilke edinerek 1990 yıllında Sanayici ve Akedemisyenler tarafından kurulmuş bir sivil toplum örgütü olarak en güzel örnek olduğunu belirten Sayın Akbal, 1998 yılında Ulusal Kalite Hareketini başlatan KalDer’in ana faaliyetleri arasında; Ulusal Kalite Ödülü, Kalite ve Yönetim Alanındaki Eğitimleri, Kalite Kongresi ve Kamu Kalite Sempozyumu, Kıyaslama Çalışmaları ve Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi Çalışması bulunduğunu belirttiler.
Yine yeni yönetişim anlayışına en güzel örneği olarak bir Kamu Kuruluşu olan İGDAŞ, Türkiye’nin 27. Büyük şirketi, 5 Milyar TL bütçesi, 2000 çalışanı ile tüm işlemlerini online yaparak 5 milyon aboneye, 15 bin kilometreye yaklaşan altyapı şebekesiyle İstanbul’un yüzde 98’ine doğalgazı ulaştırmakta. Kuruldukları dönemde doğalgazla ilgili tüm malzemeleri ithal eden ve eğitim hizmetlerini de yurt dışından alırken bugün Kuruma ait Doğalgaz Eğitim Merkezleri ile yurt içinden ve yurtdışı ülkelerden gelenlere Doğal Gaz Eğitimleri vermekte, Tedarikçileri ile işbirliği yaparak tüm tesisat malzemelerinin üretimini ülkemizde yaptırmakta ve bu üretilen malzemeleri de aynı zamanda yurt dışına da satmaktadır. Bugün Kurumsal risk analizini yapmış, gelecek projelerini geliştiren ve bugünden 30 sene sonrası için tüm hazırlıklarını yaparak İstanbul’u, Dünyanın Havası En Temiz Kentler Listesinde, üçüncü sırada taşıyan İGDAŞ; Ulusal Kalite Hareketi içinde yer alarak Türkiye Kalite Derneği ile birlikte EFQM (Avrupa Kalite Yön. Vakfı) Mükemmellik Modeli ile Verimliliği esas alarak Kurum içi kalitede mükemmellik çalışmalarına 2008 yılında başlamış. 8 ana hedef koyulmuş ve bunların en başında da müşteri memnuniyeti gelmekte kilit performans göstergesi ile yapılan tüm işlemlerin hedefleri konulmuş. İGDAŞ’a ulaşan bir ihbarı İstanbul’un neresinde olursa olsun 13 dakika içinde değerlendirip oraya ulaşıp sorunu çözmek için çalıştığı ve bu zamanlamanın takibini 44 ayrı kriterle de müşteri memnuniyetini sürekli ölçerek takip eden İGDAŞ, KALDER tarafından “Ulusal Kalite Başarı Ödülü” layık görülerek kurum olarak ortaya koyduğu yönetim uygulamalarıyla ve hizmet anlayışıyla da kalite yolculuğunda önemli başarılara imza atmış. Ödül sürecinde toplam 124 kişilik uzman bir kadro çalışarak, kurumlarının yönetsel yeterlilikleri ile ürün ve hizmetlerini sunmada ulaştıkları kalite ve mükemmellik düzeyini değerlendirilmiş. Yapmış oldukları çalışma ile Ulusal Kalite Ödülleri değerlendirilmesinde aday olan kurumlara kalite uygulamalarında referans olma niteliği taşıyarak 2. yılında da Büyük Ödülü taşımaya layık görülen bir kamu kuruluşu olarak haklı gururu yaşamaktadır.
Uçak, Otomotiv, Savunma Sanayileri, Sağlık, İletişim ve Bilgi Teknolojilerinde Verimlilik ve İnnovasyon esaslarına göre çalışmalarda yer alarak dünyada gelişmiş ilk 10 ülke arasında içinde mümkün olacağından, Sayın Başbakanımız da 2023 hedefleri içinde otomobil üretecek bir BABAYİĞİT arıyorum demişti. Bu düşünceden hareketle Cumhuriyetimizin 100 yılında Modern Türkiye için yola çıkan ve Yeni Yönetişim anlayışını çercevesinde Sivil Toplum Örgütü olarak YÖN alan Türkiye Kalite Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sayın A.Hamdi DOĞAN ile Kamu Sektöründe faaliyet gösteren Kurumunun müşteri memnuniyetini esas alarak hizmet kalitesini en üst noktaya taşıtarak YÖN alan İGDAŞ Genel Müdürü Sayın Bilal Aslan “2023’e 10 yıl kala Yön Almış BABAYİĞİTLERİDİR” dedi.